Kategoriler
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

İşitme Kaybı

İşitme Kaybı Nedir?

Kulak kepçesiyle toplanan ses dalgaları kulak yolundan kulak zarına gelir ve kulak zarını titreştirir. Zarın titreşimleri kulak kemikcikleri tarafından kuvvetlendirilip oval pencereye iletilir. Oval penceredeki ses titreşimleri salyangozdaki sıvıya geçer. Ses titreşimleri salyangozdaki sıvıdan işitme duyu hücrelerine oradan da sinirlere aktarılırlar. Sinirler tarafından alınan ses beyne iletilir ve işitme sağlanmış olur. Kusursuz bir insan kulağı 20-20.000 Hz arasındaki sesleri işitir. İnsan sesi yaklaşık olarak 500-3000 Hz arasındadır.

İşitme Kaybı Çeşitleri
İşitme desibel (dB) birimi ile ölçülür. 0-20 dB arasındaki işitme seviyeleri normal olarak değerlendirilmektedir. Desibel cinsinden işitme kaybının yüzdesel olarak ifadesi yaklaşık su şekildedir:
* 20-25 dB – %0
* 30 – dB – %8
* 35 – dB –
* 45 – dB – %30
* 55 – dB – %45
* 65 – dB – %60
* 75 – dB – %75
* 85 – dB – %90

Dış ve orta kulak yapıları sesi iletirken iç kulak yapıları sesi algılar. Dış ve orta kulak hastalıklarında iletim tipi işitme kaybı oluşurken iç kulak hastalıklarında sinir tipi (sensöri-nöral) işitme kaybı oluşur. Orta ve iç kulağın beraber etkilenmesi mikst tip işitme kaybına neden olur.

İletim Tipi Kayıp: Dış kulak yolunu tıkayan etkenler, zarda delinme, orta kulak enfeksiyonları ve orta kulak kemikçiklerinin hastalıkları nedeni ile oluşur. Genellikle düzeltilebilir kayıplardır.

Sensöri Noral Tip Kayıp: İç kulak kan dolaşımının bozulması, sıvı basıncının artması ya da sinir iletiminin bozulması sonucunda oluşur. En sık sebebi yaşlanmaya bağlı sinir uçlarında oluşan bozulmadır. Geri dönüşü olmayan bir kayıp olmasına rağmen nadiren sağırlıkla sonuçlanır.

Tek Kulakta İşitme Kaybı
Tek kulağında işitme kaybı olan hastalar sesin geliş yönünü algılayamazlar. Etkilenen kulak tarafından gelen sesleri, konuşmaları anlamak özellikle gürültülü ortamlarda zorlaşır. Kayıp iletim tipi ise genellikle cerrahi ile iyi bir işitme dengesi sağlanır. Sinir tipi kayıplarda bu denge işitme cihazları ile sağlanabilir.

Tedavi
Öncelikle tam bir kulak burun boğaz muayenesi ve işitme testi ile kayıbın nedeni ve cinsi ortaya konmalı ve tedavi planlanmalıdır.

Tedavi seçeneği iyileştirici, koruyucu, adaptasyon sağlayıcı, tıbbi, cerrahi ya da bunların kombinasyonu olabilir. İşitme rehabilitasyonunda dudak okuma, işitme eğitimi, konuşma eğitimi, işitme cihazı eğitimi yapılabilir. Seçilecek yöntem hastaya göre belirlenir.

İşitme Cihazları
Ortamdaki sesi alıp yükselterek kulağa aktaran cihazlardır. Başlıca kulak seviyesinde kullanılanlar ve gövdeye bağlı olanlar olmak üzere iki gruba ayrılırlar. Kulak seviyesindeki cihazlar kemik yolu ile iletim sağlayan cihazlar ve hava yolu ile iletim sağlayan cihazlar olarak iki tip olup hava yolu cihazlar kulak arkası, kulak içi ya da kulak kanalı içi olarak üç farklı tipte kullanılmaktadır. Vücut tipi cihazlar genel olarak ses şiddetini daha fazla artırma özelliğine sahip olup ileri derecedeki işitme kayıplarında tercih edilmektedir.

Her iki kulağa aynı anda uygulanan cihazlar vardır. Her iki kulakta cihaz kullanmanın tek kulakta kullanıma göre başlıca avantajları:
* Sesin her iki kulakta aynı şiddette duyulduğu dengeli işitme sağlamaları,
* Sesin geliş yönünü algılamayı sağlamaları,
* Gürültülü ortamda sesi anlama oranını artırmaları,
* Sesin şiddetini daha fazla artırma kapasitesidir.

Kenan Selçuk TUNCAY - İşitme Kaybı

İletişim Bilgilerim


WHATSAPP HATTI

Bu sayfadaki bilgiler kişiseden kişiye farklılık göstermektedir.
Kenan Selçuk TUNCAY
Kenan Selçuk TUNCAY
Kulak Burun Boğaz Uzmanı

Kategoriler
Ear Nose Throat Diseases

Tinnitus

What is Tinnitus?

Tinnitus can also be defined as the patient’s perception of a sound without an acoustic stimulus. This voice can have different tones, features and characters. The sound that is often heard as ringing is sometimes described as humming, bell, wind or whistling, machine noise, rustling, pulse sounds. Tinnitus is considered a symptom rather than a disease and is treated as such. It is the most common symptom of the auditory system. These complaints may be severe enough to cause psychological problems or significantly impair the quality of life, and in some people, tinnitus may come and go within a few minutes.

There is no external sound source that can cause the sound a person hears in tinnitus. Tinnitus is sometimes referred to as a “ghost sound” because it is a sound that is only inside the person’s head and cannot be perceived from the outside. This complaint may follow a debilitating course over time. In some severe cases, the ringing sound can reach levels that drown out environmental sounds. As a result of this situation, the person may be prone to psychiatric disorders such as stress, anxiety and depression.

Tinnitus can be divided into unilateral or bilateral. Another classification is made as objective or subjective tinnitus. The sound caused by tinnitus, called objective tinnitus, can be heard by both the person himself and other people. This condition usually indicates an abnormality with the blood vessels in the ear. In tinnitus, which is caused by vascular origin, a characteristic sound occurs with every beat of the heart.

Objective tinnitus is a rare type of tinnitus. The majority of tinnitus cases are detected as subjective tinnitus. People with subjective tinnitus type tinnitus hear sounds such as buzzing and ringing that can only be perceived by them.

What are the symptoms of tinnitus?

Tinnitus is a condition in which a thin and high-pitched sound is heard in the ear. In tinnitus, which is quite common, a sound similar to a bell is heard. No one other than the patient complaining of subjective tinnitus hears this sound. The frequency of sounds, which can be heard in the form of humming and hissing as well as bells, varies from person to person. In cases of tinnitus, which can be severe in some people, symptoms such as difficulty in concentration and hearing loss may be added to the symptom table. The complaint of tinnitus may be present constantly or it may have a temporary course. In objective tinnitus patients, the resulting sound is rhythmic and heard as wind noise. This sound, which occurs in coordination with heartbeats, is also called pulsatile tinnitus.

In general, the loudness of the sound caused by tinnitus varies throughout the day. The complaint of tinnitus, which is felt more intensely at night due to the decrease in environmental noise, can be severe enough to cause hearing loss in some people. For example, people working in a noisy industrial area experience hearing loss as a result of exposure to a sound of approximately 4000 Hz. These people experience tinnitus at a tone close to the sound frequency they were exposed to after the trauma.

Tinnitus is a common complaint, especially among people serving as military personnel. High noise sources such as gun firing and explosions in working conditions are the main cause of tinnitus in these people. Apart from military personnel, tinnitus may also occur among movie industry workers as a result of close exposure to stage effects.

Apart from hearing loss, increased hearing perception, called hyperacusis, is among the complaints that may accompany tinnitus. In cases of hyperacusis, patients hear sounds such as a door closing, a chair moving, or a book cover closing, very intensely and loudly, and even such normal environmental sounds can become unbearable at times.

What are the causes of tinnitus?

Normal tinnitus lasts less than a week and five minutes. This is a very common situation that everyone experiences from time to time. But pathological tinnitus lasts longer than the specified period. Conditions such as constant tinnitus are often accompanied by hearing loss. Subjective tinnitus heard only by the patient may have many causes. While earwax can cause tinnitus, long-term exposure to loud noise, a foreign object, perforation in the eardrum, otitis media, fluid accumulation in the middle ear, damage to inner ear cells, and hardening of the bones and joints in the middle ear can also cause tinnitus. In addition, hearing loss, allergies, blood pressure changes, Meniere’s disease, diabetes, anemia, menopause, hormone changes, traumas in the head and neck area, thyroid disease.

Kenan Selçuk TUNCAY - Kulak Çınlaması

Contact


WHATSAPP

The information on this page varies from person to person.
Kenan Selçuk TUNCAY
Kenan Selçuk TUNCAY
Otolaryngologist

Kategoriler
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

Kulak Çınlaması

Kulak Çınlaması Nedir?

Kulak çınlaması (tinnitus), akustik bir uyaran olmaksızın hastanın bir ses algılaması olarak da tanımlanabilir. Bu ses değişik ton, özellik ve karakterde olabilir. Çoğu zaman çınlama gibi duyulan ses, bazen uğultu, çan, rüzgâr veya ıslık sesi, makine gürültüsü, hışırtı, nabız sesleri gibi tarif edilir. Tinnitus bir hastalıktan ziyade semptom yani belirti olarak değerlendirilir ve o şekilde ele alınır. İşitme sisteminin en sık karşılaşılan belirtisidir. Bu yakınmalar ruhsal sorunlara yol açacak veya hayat kalitesini ileri düzeyde bozacak kadar şiddetli olabilir bazı kişilerde ise tinnitus birkaç dakika içerisinde gelip geçici özellik gösterebilir.

Kulak çınlamasında kişinin duyduğu sese neden olabilecek hiçbir dış ses kaynağı yoktur. Sadece kişinin kafasının içinde olan ve dışarıdan algılanamayan bir ses olması nedeniyle tinnitus bazen “hayalet ses” olarak da ifade edilir. Bu şikayet zaman içerisinde kişiyi yıpratıcı bir seyir izleyebilir. Bazı ağır vakalarda çınlama sesi çevresel sesleri bastıran boyutlara varabilir. Bu durum sonucunda da kişide stres, anksiyete ve depresyon gibi psikiyatrik rahatsızlıklara karşı bir yatkınlık söz konusu olabilir.

Kulak çınlaması tek ya da iki taraflı olarak ayrılabilir. Bir diğer sınıflandırma biçimi ise objektif ya da subjektif kulak çınlaması şeklinde yapılır. Objektif tinnitus olarak isimlendirilen kulak çınlamasında oluşan ses, hem kişinin kendisi tarafından hem de başka insanlar tarafından duyabilir. Bu durum genellikle kulak içerisinde yer alan kan damarları ile ilgili bir anormalliğe işaret eder. Oluşum nedeni vasküler kaynaklı olan kulak çınlamalarında kalbin her atımında karakteristik bir ses ortaya çıkar.

Objektif tinnitus nadir görülen bir kulak çınlaması türüdür. Kulak çınlama vakalarının büyük çoğunluğu subjektif tinnitus olarak tespit edilir. Subjektif tinnitus türü kulak çınlaması olan kişiler sadece kendileri tarafından algılanabilen uğultu ve çınlama gibi sesler duyarlar.

Kulak çınlaması belirtileri nelerdir?

Kulak çınlaması, kulakta duyulan ince ve tiz bir ses duyulması durumudur. Oldukça yaygın rastlanan kulak çınlamasında çan sesine benzer bir ses işitilir. Subjektif tinnitus durumundan şikâyetçi olan hastadan başkası bu sesi duymaz. Çan sesi dışında uğultu ve tıslama şeklinde de duyulabilen seslerin frekansı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Bazı kişilerde ağır olarak seyredebilen kulak çınlaması vakalarında konsantrasyon güçlüğü ve işitme kaybı gibi semptomlar belirti tablosuna eklenebilir. Kulak çınlaması şikayeti sürekli olarak var olabileceği gibi gelip geçici bir seyir de izleyebilir. Objektif tinnitus hastalarında ise ortaya çıkan ses ritmiktir ve rüzgar sesi şeklinde duyulur. Kalp atışları ile koordine şekilde oluşan bu ses pulsatil tinnitus olarak da isimlendirilir.

Genel olarak kulak çınlamasında oluşan sesin yüksekliği gün içerisinde değişkenlik gösterir. Geceleri çevresel gürültünün azalmasına bağlı olarak daha yoğun hissedilen kulak çınlaması şikayeti bazı kişilerde işitme kaybına neden olacak kadar ağır seyredebilir. Örnek olarak gürültülü bir endüstriyel alanda çalışan kişiler yaklaşık 4000 hz tondaki bir sese maruz kalmaları sonucu işitme kaybı yaşarlar. Bu kişilerde travma sonrasında maruz kaldıkları ses frekansına yakın bir tonda kulak çınlaması meydana gelir.

Kulak çınlaması özellikle askeri personel olarak hizmet veren kişilerde sık rastlanılan bir şikayettir. Silah ateşlenmesi ve patlama gibi çalışma şartları içerisinde bulunan yüksek gürültü kaynakları bu kişilerde kulak çınlaması meydana gelmesinin temel nedenidir. Askeri personel dışında kulak çınlaması sinema sektörü çalışanları arasında sahne efektlerine yakın maruziyet sonucu da oluşabilir.

İşitme kaybı dışında hiperakuzi olarak adlandırılan işitme algısındaki artış hali, tinnitus şikayetine eşlik edebilecek şikayetler arasındadır. Hiperakuzi vakalarında hastalar kapı kapanması, sandalyenin hareket ettirilmesi ya da kitap kapağının kapanması gibi sesleri oldukça yoğun ve yüksek seste duyarlar ve hastalarda bu tarz normal çevresel sesler bile zaman zaman dayanılmaz bir hal alabilir.

Kulak çınlamasının nedenleri nelerdir?

Normal kulak çınlaması bir haftadan ve beş dakikadan az sürer. Bu oldukça yaygın ve herkesin dönem dönem yaşadığı bir durumdur. Fakat patolojik çınlama, belirtilen süreden daha uzun sürer. Sürekli kulak çınlaması gibi durumlara ise genellikle işitme kaybı da eşlik eder. Sadece hasta tarafından duyulan subjektif kulak çınlamasının pek çok nedeni olabilir. Bir kulak kirinin çınlamaya sebep olabileceği gibi, uzun süre yüksek sese maruz kalma, yabancı cisim, kulak zarında delinme, orta kulak iltihabı, orta kulakta sıvı birikmesi, iç kulak hücrelerinin zarar görmesi, orta kulakta bulunan kemiklerin ve eklemlerin sertleşmesi de çınlamaya neden olabilir. Ayrıca işitme kaybı, alerji, kan basıncı değişiklikleri, meniere adı verilen rahatsızlık, şeker hastalığı, anemi, menopoz dönemi, hormon değişiklikleri, baş ve boyun bölgesinde yaşanan travmalar, tiroid hastalıkları, anevrizma denen damar genişlemeleri, işitmeyi sağlayan sinirleri etkileyen lezyonlar, yanlış ilaç kullanımı, nörolojik, metabolik veya psikiyatrik hastalıklar da “Kulak çınlaması neden olur” sorusunun yanıtları arasında yer alır.

Günümüzde yüksek sese maruz kalma kulak çınlamasının en sık rastlanan nedeni olarak görülür. Pek çok kişi farkında olmasa da kalabalık şehirlerde oluşan trafik ve şantiye gürültüsüne, endüstriyel gürültüye, güçlü alarm seslerine maruz kalmak kulak çınlamasını tetikleyebilir. Ayrıca yüksek sesle müzik dinlemek de bu nedenlere eklenebilir.

Dışarıdan özel teknikler muayene ile hekim ya da diğer kişiler tarafından duyulan objektif tinnitus ise vasküler patolojiler (damar hastalıkları), nöromusküler rahatsızlıklar (kas hastalıkları) ve lokal inflamasyon (bölgesel iltihaplanma) gibi farklı pek çok nedenden kaynaklanabilir. Tüm bu faktörler kulak çınlaması sebepleri içerisinde değerlendirilir.

Orta kulak ya da iç kulak yapılarının hasarlanması yükses ses nedenli oluşan kulak çınlamasının ardından ikinci sıklıkta karşılaşılan nedendir. Orta kulak genel olarak ses dalgalarının yakalanması ve güçlendirilerek iç kulağa iletilmesinden sorumludur. İç kulak yapıları ise bu ses dalgalarını beynin algılayabileceği elektriksel sinyallere dönüştürür. Beyne ulaşan elektriksel iletiler algılanıp yorumlanmasının ardından kişi bu sesi duyar. Dolayısıyla kulağın iç bölgelerinde hasara neden olan travmalar ses dalgalarının işlenmesi ve algılanması ile ilgili süreçleri olumsuz yönde etkileyebilir. Kulak zarı ve küçük kemikçikler gibi orta kulak yapıları hasar gördüğünde ses dalgalarının güçlendirilerek iletilmesinde problem ortaya çıkar. Ayrıca yoğun diş ağrısı da kulak çınlaması hissi verebilir. Fakat diş ağrısının doğrudan kulak çınlamasının bir nedeni olduğu tespit edilmemiştir. 

Çeşitli ilaçların kullanımı sonrasında da kulak çınlaması ya da diğer çeşitli işitme problemleri meydana gelebilir. Bu durum ototoksisite olarak ifade edilir. Uzun süreli yüksek doz aspirin kullanımı, bazı kıvrım diüretikler (İdrar söktürücüler), sıtma ilaçları, eritromisin ve gentamisin etken maddeli antibiyotikler ve vinkristin gibi kemoterapi ilaçları, ototoksisite potansiyeli bulunan ilaçlar arasında yer alır. İlaçlar dışında kulak çınlamasının diğer medikal nedenleri ise şu şekilde özetlenebilir:

  • Yaşlanmayla ilişkili işitme kaybı
  • Orta
    kulakta meydana gelen kas spazmı
  • Denge ve işitme ile ilgili şikayetlere neden olan Meniere hastalığı
  • Tansiyon yüksekliği
  • Kolesterol yüksekliği
  • Baş ve boyun yaralanmaları
  • Temporomandibular (çene) eklem hastalıkları
  • Kulak salgılarındaki aşırı artış

Kulak çınlaması çeşitleri nelerdir?

Kulak çınlaması çeşitleri şikayetin karakteristiğine, nedenlerine ve şiddetine göre sınıflandırılır. Karakteristiğine göre çeşitlerine bakıldığında objektif ve subjektif çınlama karşınıza çıkar. Ayrıca işitsel halüsinasyonlar da elenmelidir. Objektif kulak çınlaması hastanın kendisi tarafından ve dışarıdan duyulabilen sesler olarak nitelenir. Genellikle dışsal çınlama, işitsel çınlama şeklinde adlandırılır. Subjektif kulak çınlaması ise hastanın kendisinden başka kimsenin duymadığı bir nevi hayali olan ses duyulmasıdır ve işitsel olmayan çınlama olarak da adlandırılır.

Nedenlerine göre bakıldığında ise subjektif çınlama, kulak kaynaklı olabileceği gibi metabolik ya da nörolojik bir hastalığın sonucu oluşabilir. Objektif çınlama ise damar ya da kas hastalıklarına bağlı yaşanabilir. Şiddet düzeyine göre bakıldığında ise rahatsız edici olmayan, hafif, orta ve ileri düzeyde kulak çınlaması şeklinde sınıflandırmalar yapılabilir.

Kulak çınlaması tanısı nasıl konulur?

Tanı koymak kulak çınlaması tedavisi için atılan ilk adımdır. Eksiksiz bir öykü anlatımı ve güçlü bir iletişim kurma, hasta-doktor ilişkisinde çok önemlidir. Kulak çınlamasının başlangıç zamanı, çınlamaya eşlik eden viral bir hastalığın olup olmadığı, gürültü ya da travmaya maruz kalınıp kalınmadığı gibi konuların tıbbi öykü alımı sırasında irdelenmesi son derece önemlidir. Şikayetin çift kulakta birden ya da sağ kulak çınlaması veya sol kulak çınlaması gibi tek taraflı mı olup olmadığı hasta tarafından hekime eksiksiz ve ayrıntılı şekilde anlatılmalıdır.

Sesin türünün çan sesi, tıslama, çoklu sesler gibi seçeneklerden hangisine yakın olduğu sorgulanır. Seslerin oluşma sıklığı ve gürültüsü de doktora mutlaka aktarılmalıdır. Kulak çınlamasına ilişkin alınan öykü sonrasında yapılan nörolojik muayene, odyolojik değerlendirme gerekebilir. Hekiminizin gerekli gördüğü bazı durumlarda radyolojik görüntüleme yöntemleri, laboratuvar tetkikleri tanı koymada yardımcıdır. X-ray grafiler ve manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi radyolojik tetkikler, kulak çınlamasına eşlik eden ve açıklanamamış işitme veya denge kaybı gibi şikayetlerin eşlik ettiği durumlarda kullanılabilir.

Odyografi adı veirlen işitme testleri, kulak çınlaması şikayeti olan kişilerde eğer varsa işitme kaybını ve derecesini ortaya koymaya yarayan tetkiklerdir. Hastaya aynı zamanda dinletilen hangi sesin frekansının duyduğu kulak çınlaması sesi ile benzerlik gösterdiği de sorulur. Odyolojist tarafından gerçekleştirilen bu işlemler de duyulan sesin şiddetinin de araştırılması sağlanır. Böylelikle odyologlar kişinin şikayet ettiği sesi baskılayabilecek maskeleyici ses tonunu belirlerler. Maskeleyici ses tonunun sürekliliği ile şikayetin seyri arasında bir ilişki mevcuttur ve bu ses çınlamayı ne kadar bastırabilirse, durumun o kadar iyi seyirli olabileceğinden söz etmek mümkündür.

Kulak çınlaması tedavi yöntemleri nelerdir?

Muayene ve tetkikler sonucu çınlamanın sebebi ortaya konulur ve sonrasında kişiye özel uygun bir tedavi planlaması yapılır. Kulak çınlamasının azaltılmasına yönelik yüksek sesli müziğe maruz kalmaktan korunma, kan basıncının kontrolü, tuzlu yiyeceklerden uzak durma, kahve, kola ve sigara tüketiminden kaçınma, egzersiz yapma gibi tavsiyeler kulak çınlamasına ne iyi gelir sorusuna verilebilecek en iyi cevaplar arasında yer alır. Kulak çınlamasının tedavi yöntemleri, çınlamanın sebebine bağlı olarak şekilleneceğinden tedavi seçenekleri oldukça geniş bir yelpazede değerlendirilir. Örneğin kulak yolundaki buşon denilen kulak kiri ya da yabancı cismin çıkartılması kulak çınlamasındaki neden bu durum olduğunda tedavi edicidir.

Direkt olarak kulak çınlamasına yönelik üretilmiş bir ilaç şu an için mevcut değildir ancak diğer bazı ilaçların kullanımına başvurularak gerçekleştirilen tedavi ile de duyulan ekstra seslerden kurtulmak mümkün olabilir. Trisiklik antidepresanlar ve anksiyete (kaygı) bozukluğunda başvurulan ilaçların kullanımı ile bazı vakalarda kulak çınlaması şikayeti kontrol altına alınabilir. Ancak bu ilaçlarla yapılan tedaviye herkesten yanıt alınması mümkün değildir. Aynı zamanda bu ilaçların halsizlik, bulantı, konstipasyon (kabızlık) ve bulanık görme gibi yan etkileri de meydana gelebilir. Stres genellikle tek başına kulak çınlamasına neden olan bir durum değildir ancak kaygı bozukluğu ya da depresyon kaynaklı oluşan çınlamalarda nefes egzersizi ve biofeedback kullanımı gibi çeşitli stres kontrolü sağlayıcı uygulamalar, şikayetin ve altta yatan nedenin kötüleşmesini engelleyici etki gösterebilir.

Bilişsel terapiler kişinin kulak çınlaması, nedeni ve etkileri hakkında bilinçlenmesini sağlar. Hastanın terapiler aracılığıyla farkındalığının arttırılması ile şikayetlerde bir gerileme sağlanabilir. Kulak çınlaması hastalarında uyku ile ilgili problemler de eşlik edebileceği için terapilerde uyku hijyeninin tekrar sağlanmasına yönelik olarak da etkili olabilir.

Kulak çınlaması kişinin farklı hastalıklar için kullandığı ilaçların yan etkilerinden kaynaklanıyorsa, ilaçlar doktor kontrolünde değiştirilir, bırakılır ya da tekrar düzenlenir. Kişiye gürültüden kaçınması önerilebileceği gibi, kulak iltihabı tedavisi ya da orta kulak boşluğunda yer alan sıvının tedavisi de gerekli durumlarda başvurulan tedavi yöntemleri arasında yer alır. Kulak zarının delinmesi gibi patolojiler söz konusu olduğunda ise cerrahi bir müdahale gerektirebilir. Yine cerrahi olarak gerçekleştirilen kulak kemiği içinde yer alan iltihabın temizlenmesi bazı hastalarda tedavi edici etki gösterebilir. İşitme siniri tümörü gibi durumların saptanması hâlinde cerrahi müdahaleye ve radyoterapi gibi tedavi yöntemlerine başvurulur. Çınlamaya, işitme kaybının da eşlik ettiği bazı durumlarda işitme cihazı kullanımı gündeme gelir. Bu yolla hem işitme kaybı hem de çınlama şikayeti giderilebilir. Bazı durumlarda ise tedavi edilecek bir problem ve işitme kaybı olmaz. Bu gibi durumlarda hastalara iç kulak kan dolaşımını artıran ilaçlar verilir.

Kenan Selçuk TUNCAY - Kulak Çınlaması

İletişim Bilgilerim


WHATSAPP HATTI

Bu sayfadaki bilgiler kişiseden kişiye farklılık göstermektedir.
Kenan Selçuk TUNCAY
Kenan Selçuk TUNCAY
Kulak Burun Boğaz Uzmanı

Kategoriler
Ear Nose Throat Diseases

Vertigo(en)

What is Ear Vertigo?

The first thing to do in diagnosing vertigo is to have the patient describe the feeling he/she feels. Then, tests on the central nervous system and inner ear are performed to find the underlying cause. If insufficiency of blood flow to the brain is suspected, Doppler ultrasound, CT angiography, magnetic resonance angiography (MRI) or catheter angiography methods may be applied. Treatment is planned depending on the diagnosis.

Causes of Vertigo

Vertigo is mainly caused by diseases of the central nervous system and inner ear. Benign paroxysmal positional vertigo (BPPV) is the most common type of vertigo. In this type of vertigo, severe dizziness is observed that lasts for 15 seconds or a few minutes and usually occurs following the movement of the head. It may occur as a result of shaking the head back and forth or turning over in bed. It is usually seen in the elderly. Respiratory diseases and decreased blood flow to the head area can cause this condition. Although the findings can be disturbing,  BPPV is a benign disorder. It usually does not require treatment. Vertigo should not be confused with classic headache or depression. For example, a person who is dissatisfied with his appearance may think too much about how a hair transplant is done or whether he is suitable for a hair transplant, and may experience the psychological effects of the problems he experiences with his appearance, but any psychological effects do not cause vertigo.

Vertigo may occur as a result of inflammation of the inner ear called labyrinthitis and vestibular neuritis. The causative agent is usually viruses. The most common agents are influenza, measles, rubella, herpes, mumps, polio, hepatitis and EBV viruses. Hearing loss may also occur along with dizziness.

Another disease in which vertigo occurs is Meniere’s disease. In Meniere’s disease, in addition to vertigo symptoms, tinnitus and hearing loss are also observed. Meniere’s disease progresses in the form of attacks and periods of remission. Although the cause of the disease is not known exactly, head trauma, viruses, heredity and allergies are among the causes.

Acoustic neuroma is a type of tumor of the nerve tissue of the inner ear. Along with vertigo, tinnitus and hearing loss occur.
Vertigo may also occur as a result of occlusion of the brain vessels or brain hemorrhage. Another disease where vertigo occurs is multiple sclerosis (MS).
Vertigo may occur after head trauma and neck injuries. Diabetes, low blood sugar, anxiety and panic disorder are other causes of vertigo.

Vertigo Symptoms

In vertigo, the person has a feeling that he or the people around him are spinning. Vertigo may be accompanied by nausea, vomiting, abnormal eye movements and sweating. Hearing loss and tinnitus may occur. Visual impairment, difficulty in walking and changes in consciousness may accompany the condition. Problems accompanying vertigo vary depending on the main disease causing vertigo.

When to Consult a Doctor?

If you have the following symptoms along with vertigo, you should consult a doctor immediately:

double vision
speech difficulty
Headache
Weakness in arms and legs
loss of balance
Loss of consciousness

How to Treat Vertigo?

Vertigo treatment is based on the underlying disease. Antibiotics are used if there is a middle ear infection. If there is an infection in the ear that does not heal, surgical treatment may be required. In Menier’s disease, patients are given a salt-free diet and diuretic drugs. In benign paroxysmal positional vertigo (BPPV), the disease ends spontaneously within a few weeks or months. Physicians can perform some positional maneuvers for the patient in this situation. Inner ear surgery may be considered for patients who do not improve, and rarely for patients who do not improve. Patients with BPPV should avoid sudden head movements, take plenty of rest, and consume plenty of fluids. They should avoid working at height and using dangerous devices. Physical therapy is also used in the treatment of vertigo. It is necessary to stay away from caffeine, tobacco and alcohol during vertigo treatment.

Kenan Selçuk TUNCAY - Vertigo

Contact


WHATSAPP

The information on this page varies from person to person.
Kenan Selçuk TUNCAY
Kenan Selçuk TUNCAY
Otolaryngologist

Kategoriler
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

Vertigo

Vertigo Nedir?

Vertigo tanısında ilk yapılması gereken hastaya duyduğu hissin tarif ettirilmesidir. Daha sonra altta yatan nedeni bulmaya yönelik olarak merkezi sinir sistemi ve iç kulakla ilgili testler yapılır. Beyne kan akışı yetersizliğinden şüphelenilirse doppler ultrason, BT anjiyografi, manyetik rezonans anjiyografi (MR) veya kateter anjiyografi  yöntemleri uygulanabilir. Tedavi tanıya bağlı olarak  planlanır. 

Vertigo Nedenleri

Vertigo başlıca merkezi sinir sistemi ve iç kulak hastalıklarından dolayı kaynaklanır. Benign paroksizmal pozisyonel vertigo (BPPV) en sık görülen vertigo tipidir. Bu vertigo çeşidinde 15 saniye yada bir kaç dakika kadar süren, genellikle başın hareketini takiben oluşan şiddetli baş dönmesi görülür. Başı öne arkaya sallamak veya yatakta dönme sonucu ortaya çıkabilir. Genellikle yaşlılarda görülür. Solunum yolu hastalıkları ve baş bölgesine kan akışının azalması bu duruma yol açabilir. Bulgular rahatsız edici olsa da  BPPV iyi huylu bir rahatsızlıktır. Genellikle tedavi gerektirmez. vertigo klasik baş ağrısı ya da depresyon ile karıştırılmamalıdır. 

Vertigo labirentit ve vestibüler nörit denilen iç kulağın iltihaplanması sonucu oluşabilir. Etken genellikle virüslerdir. En sık rastlanılan etkenler grip, kızamık, kızamıkçık, herpes, kabakulak, çocuk felci, hepatit ve EBV virüsleridir. Baş dönmesi ile birlikte duyma kaybı da olabilir. 

Vertigonun görüldüğü diğer bir hastalık ise Meniere hastalığıdır. Meniere hastalığında vertigo belirtileri dışında kulak çınlaması ve işitme kaybı görülür. Meniere hastalığı ataklar ve yatışma dönemleri şeklinde seyreder. Hastalığın nedeni tam olarak bilinmese de kafa travmaları, virüsler, kalıtım ve alerji nedenler arasında gösterilmektedir. 

  • Akustik nörinom, iç kulağın sinir dokusunun bir çeşit tümörüdür. Vertigo ile birlikte kulak çınlaması ve işitme kaybı ortaya çıkar. 
  • Vertigo beyin damarlarının tıkanması veya beyin kanaması sonucu da ortaya çıkabilir. Vertigonun görüldüğü diğer bir hastalık ise multipl sklerozdur (MS). 
  • Kafa travması ve boyun yaralanmalarından sonra vertigo ortaya çıkabilir. Diyabet, düşük kan şekeri, anksiyete ve panik bozukluğu vertigonun diğer nedenleridir.

Vertigo Belirtileri

Vertigoda kişi kendisinin veya etrafındakilerin döndüğüne dair bir hisse kapılır. Vertigoya bulantı, kusma, anormal göz hareketleri ve terleme eşlik edebilir. İşitme kaybı ve kulak çınlaması görülebilir. Görme bozukluğu, yürümede zorlanma ve bilinç değişiklikleri tabloya eşlik edebilir. Vertigoya eşlik eden problemler vertigoya neden olan esas hastalığa göre değişiklikler gösterir. 

Ne Zaman Doktora Başvurulmalıdır?

Vertigo ile birlikte aşağıdaki belirtiler varsa hemen doktora başvurmalısınız:

  • Çift görme
  • Konuşma güçlüğü
  • Baş ağrısı
  • Kol ve bacaklarda güçsüzlük
  • Denge kaybı
  • Bilinç kaybı

Vertigo Tedavisi Nasıl Yapılır?

Vertigo tedavisi altta yatan hastalığa göre yapılır. Orta kulak enfeksiyonu varsa antibiyotikler kullanılır. Kulakta iyileşmeyen enfeksiyon varsa cerrahi tedavi gerekebilir. Menier hastalığında hastalara tuzsuz diyet ve idrar söktürücü ilaçlar verilir. Benign paroksizmal pozisyonel vertigoda (BPPV) hastalık bir kaç hafta veya ayda kendiliğinden sonlanır. Bu durumdaki hastaya hekimler bazı pozisyonel manevralar yapabilirler. Düzelmeyen hastalara yönelik nadiren düzelmeyen hastalara iç kulağa yönelik cerrahi düşünülebilir. BPPV li hastalar ani baş hareketlerinden kaçınmalı, bol istirahat etmeli, bol sıvı tüketmelidirler. Yüksekte çalışmaktan ve tehlikeli cihaz kullanmaktan kaçınmalıdırlar. Vertigo tedavisinde fizik tedavi de kullanılmaktadır. Vertigo tedavisi esnasında kafein, tütün ve alkolden uzak durmak gereklidir. 

Kenan Selçuk TUNCAY - Vertigo

İletişim Bilgilerim


WHATSAPP HATTI

Bu sayfadaki bilgiler kişiseden kişiye farklılık göstermektedir.
Kenan Selçuk TUNCAY
Kenan Selçuk TUNCAY
Kulak Burun Boğaz Uzmanı

Kategoriler
Ear Nose Throat Diseases

Ear Diseases

What is Ear Diseases?

Ear; It is a sensory organ roughly divided into three parts: outer ear, inner ear and middle ear. Thanks to the ears, a person can hear sounds coming from outside. In addition, the ear has another important function, such as maintaining body balance. When disorders occur in the ear, problems in this relatively small organ can negatively affect the whole body and significantly reduce the quality of life. For the treatment of diseases that occur in the ear, it is necessary to consult an ear, nose and throat (ENT) doctor.

What are Ear Diseases?

As far as is known today, there are many ear diseases that negatively affect a person’s life. These ear diseases; Tinnitus, otosclerosis, cholesteatoma, external ear infection, middle ear infection, excessive wax formation in the ear, eardrum perforation, vertigo, acoustic neuroma, meniere’s, eczema in the outer ear, ear flu and fluid collection in the ear.

Meniere

Meniere’s disease, also known as inner ear hypertension, is a disease that occurs in the inner ear due to excessive pressure. It is one of the most common inner ear diseases. In people with Meniere’s disease, the structures in the inner ear that are responsible for maintaining balance are damaged. The most common symptoms of this disease are sudden attacks of vertigo, hearing loss and tinnitus. The cause of Meniere’s disease is not fully known today, but it is assumed that the disease is triggered by various allergic reactions or infections.

Ear Congestion

In most cases, ear congestion occurs not as a result of a disease, but as a result of the accumulation of ear secretion in the outer ear area. This secreted fluid is mostly automatically expelled by the body. However, this order is disrupted in cases such as the narrow ear canal or a foreign object being inserted into the ear. Especially due to various movements made to clean the ears, the secretion in the ear is actually pushed deeper into the ear, thus creating a blockage in the ear.

If the amount of secretion remaining in the inner part of the person’s ear exceeds a certain limit, conditions such as long-term ear pain, persistent congestion and hearing loss occur. Therefore, when you feel a persistent congestion in the ear, it would be best to consult an ear, nose and throat doctor without delay. The ear, nose and throat doctor will remove the secretion pushed into the inner part of the ear and treat your ear congestion problem.

External Ear Inflammation

External ear infection is a disease caused by bacteria (Pseudomonas aeruginosa) that usually enter the ear from dirty water, pools or sea places. This disease, sometimes caused by fungi, is among the outer ear diseases and manifests itself in the form of hearing loss, ear itching, ear swelling, ear redness, ear discharge and persistent severe ear pain.

Although external ear infection is basically caused by fungi and bacteria, it is a disease that can be triggered by various situations such as the thin structure of the inner part of the ear, earwax accumulated for a long time, living in hot and humid climates, and swimming in pools that are not cleaned regularly. Sometimes a yellow and sometimes green discharge is seen in the area where the inflammation occurs, and a bad smell usually comes from the ear area. The person feels that his ear is blocked and feels pain when he puts his hand on the outer part of his ear. Rashes may also appear around the ears. Antibiotic therapy is generally recommended for the treatment of otitis externa. In addition, attempts are made to treat the disease with various painkillers and ear drops.

Middle Ear Inflammation (Otitis Media)

One of the most common middle ear diseases is otitis media. Middle ear infection is a disease that often tends to relapse. Otitis media is a common disease of all ages and genders. The probability of being seen in 1-2 year old babies is much higher than at other ages. The best way to prevent inflammation in the middle ear is ear cleaning. It has been proven that the incidence of otitis media is significantly reduced in people who clean their ears.

When we come to the symptoms of middle ear infection, we encounter symptoms such as severe earache, irritable mood caused by pain, earache that starts when moving to a lying position, high fever and yellow discharge from the ear. If the symptoms of middle ear infection are mild and the person does not have any symptoms of high fever, the inflammation may heal on its own. However, if the disease has not improved after a certain period of time, it is necessary to consult an ear, nose and throat doctor without further delay. Anti-inflammatory antibiotics are usually prescribed for the treatment of the disease. If there is inflammation in the eardrum

Contact


WHATSAPP

The information on this page varies from person to person.
Kenan Selçuk TUNCAY
Kenan Selçuk TUNCAY
Otolaryngologist

Kategoriler
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

Kulak Hastalıkları

Kulak Nedir?

Kulak; kabaca dış kulak, iç kulak ve orta kulak olarak üç bölüme ayrılan bir duyu organıdır. Kulaklar sayesinde kişi, dışarıdan gelen sesleri işitebilir. Bunun yanında kulağın vücut dengesini sağlama gibi önemli bir görevi daha bulunmaktadır. Kulakta rahatsızlıklar ortaya çıktığında ise görece küçük olan bu organdaki problemler bütün vücudu kötü etkileyebilmekte ve yaşam kalitesini oldukça düşürebilmektedir. Kulakta ortaya çıkan hastalıkların tedavisi için, bir kulak burun boğaz hastalıkları (KBB) doktoruna başvurmak gerekmektedir.

Kulak Hastalıkları Nelerdir?

Günümüzde bilindiği kadarıyla kişinin hayatını olumsuz etkileyen birçok kulak hastalığı bulunmaktadır. Bu kulak hastalıkları; kulak çınlaması, otoskleroz, kolesteatom, dış kulak iltihabı, orta kulak iltihabı, kulakta aşırı kir oluşumu, kulak zarı delinmesi, vertigo, akustik nörinom, meniere, dış kulakta oluşan egzama, kulak nezlesi ve kulakta sıvı toplanması şeklinde sıralanabilir. 

Meniere 

İnsanlar arasında iç kulak tansiyonu olarak da bilinen meniere hastalığı aşırı basınç sebebiyle iç kulakta meydana gelen bir hastalıktır. İç kulak hastalıkları arasında en çok karşılaşılan hastalıklardan birisidir. Meniere hastalığı olan kişilerde iç kulakta bulunan ve dengeyi sağlamakla görevli olan yapılar zarar görür. Bu hastalığın en sık rastlanan belirtileri aniden gelen vertigo atakları, işitme kaybı ve kulak çınlamasıdır. Meniere hastalığının sebebi günümüzde tam olarak bilinememektedir ancak çeşitli alerjik reaksiyonlar veya enfeksiyonlar sebebiyle hastalığın tetiklendiği farz edilmektedir.

Kulak Tıkanıklığı

 Kulak tıkanıklığı çoğu durumda bir hastalığın sonucu olarak değil, kulak salgısının dış kulak bölgesinde birikmesi sonucunda ortaya çıkmaktadır. Salgılanan bu sıvı çoğunlukla vücut tarafından otomatik şekilde dışarı atılmaktadır. Fakat kulak yolunun dar olması veya kulağın içine yabancı bir cisim sokulması gibi durumlarda bu düzen bozulmaktadır. Özellikle kulakları temizlemek amacıyla yapılan çeşitli hareketler sebebiyle kulakta bulunan salgı aslında kulağın daha da derinlerine itilmekte ve böylelikle kulakta tıkanıklık oluşmaktadır.

Eğer kişinin kulağının iç kısmında kalan salgı miktarı belirli bir sınırı geçerse kişide uzun süreli kulak ağrıları, geçmeyen tıkanıklık ve işitme kaybı gibi durumlar ortaya çıkmaktadır. Bu yüzden kulakta geçmeyen bir tıkanıklık hissedildiği zaman vakit kaybetmeden bir kulak burun boğaz doktoruna başvurmak en doğrusu olacaktır. Kulak burun boğaz doktoru kulağın iç kısmına doğru itilmiş olan salgıyı çıkartacak ve kulak tıkanıklığı probleminizi tedavi edecektir.

Dış Kulak İltihabı

Dış kulak iltihabı genellikle kirli sulardan, havuz veya deniz gibi yerlerden kulağa geçen bakterilerin (Pseudomonas aeruginosa) ortaya çıkardığı bir hastalıktır. Kimi zaman ise mantarların sebep olduğu bu hastalık dış kulak hastalıkları arasında yer almaktadır ve kişide işitme kaybı, kulak kaşıntısı, kulakta şişme, kulakta kızarıklık, kulak akıntısı ve geçmeyen şiddetli kulak ağrısı şeklinde kendisini göstermektedir. 

Dış kulak iltihabı temelde mantarlar ve bakteriler yüzünden oluşsa da kulağın iç kısmının ince bir yapıya sahip olması, uzun süre biriken kulak kiri, sıcak ve nemli iklimlerde yaşanması, düzenli olarak temizlenmeyen havuzlarda yüzmek gibi çeşitli durumlar tarafından tetiklenebilen bir hastalıktır. İltihap görülen bölgede kimi zaman sarı kimi zaman yeşil renkli bir akıntı görülür ve genelde kulak bölgesinden kötü kokular gelir. Kişi kulağının tıkandığını hisseder ve elini kulağının dış kısmına götürdüğünde ağrı hisseder. Kulak çevresinde döküntüler de görülebilir. Dış kulak iltihabının tedavisi için genellikle antibiyotik tedavisi tavsiye edilmektedir. Bunun yanı sıra, çeşitli ağrı kesiciler ve kulak damlalarıyla da hastalık tedavi edilmeye çalışılır.

Orta Kulak İltihabı (Otitis Media)

Orta kulak hastalıkları arasındaki en yaygın hastalıklardan birisi de orta kulak iltihabıdır. Orta kulak iltihabı genellikle tekrar nüksetme eğiliminde olan bir hastalıktır. Orta kulak iltihabı her yaşta ve cinsiyette yaygın olarak görülen bir hastalıktır. 1-2 yaşındaki bebeklerde görülme ihtimali ise diğer yaşlara göre çok daha yüksektir. 

Orta kulak iltihabının belirtilerine geldiğimizde ise karşımıza şiddetli bir kulak ağrısı, ağrı sebebiyle ortaya çıkan sinirli ruh hali, yatar pozisyona geçildiğinde başlayan kulak ağrısı, yüksek ateş ve kulaktan akan sarı renkli akıntı gibi belirtiler çıkar. Orta kulak iltihabı belirtileri farkedilir edilmez gecikmeden bir kulak burun boğaz doktoruna başvurmak gerekir. Hastalığın tedavisi için genellikle iltihap kırıcı antibiyotikler yazılmaktadır. Eğer kulak zarında iltihaptan dolayı bir zedelenme veya yırtılma gibi durumlar oluşmuşsa antibiyotiğin yanında çeşitli kulak damlalarının kullanılması da tavsiye edilebilmektedir. 

Kulak Çınlaması

Kulak çınlaması hastalığı, tinnitus olarak da bilinmektedir. Aslında tek başına bir hastalık değildir, diğer hastalıkların bir semptomu olarak görülmektedir. Kulak çınlaması olan kişiler kulaklarında sebepsiz yere bir cızırtı veya siren sesine benzer bir ses duyduklarını söylerler. Kulak çınlaması genellikle yüksek gürültüye maruz kalan kişilerde ortaya çıkmaktadır. 

Bununla beraber boyun kireçlenmesi, kulak travması, kulakta oluşan enfeksiyonlar, yoğun kulak kiri, hamilelik, tiroit hastalıkları ve kullanılan çeşitli ilaçlar sebebiyle de kişide kulak çınlaması görülebilir. Kulak çınlaması tedavisinin özel bir yöntemi yoktur. Asıl olarak kulak çınlamasının altında yatan diğer hastalıkların tedavi edilmesi gerekir ve böylelikle kulak çınlaması da son bulacaktır. Bunun yanında kulak çınlaması olan kişilerin az tuz kullanması, stresten, gerginlikten uzak durması ve yüksek sesli ortamlarda bulunmaması gerekir.

Vertigo

Vertigo bir hastalık değil baş dönmesi anlamına gelen bir semptomdur. Bu baş dönmesi ise genellikle iç kulakta ortaya çıkan problemlerden kaynaklanmaktadır. Bunu diğer iç kulak hastalıkları belirtileri olan işitme kaybı, kulak çınlaması gibi semptomlar takip eder. Ayrıca vertigo hastalarında mide bulantısı ve kusma da görülür. Vertigo hastaları, hastalığı genellikle ataklar şeklinde hisseder. Hastada birkaç gün boyunca oldukça ağır bir baş dönmesi, kulakta uğuldama gibi belirtiler görülür. Daha sonra bu durum kendiliğinden düzelir ancak bir süre sonra bir döngü halinde tekrar eder.

Kulak Hastalıklarının Nedenleri Nelerdir?

Kulak hastalıkları belirtileri ve kulak hastalıklarının sebepleri kişinin durumuna ve hastalığın doğasına göre çok farklı şekillerde yorumlanabilmektedir. Mevsimsel sebeplerden ve ani hava değişimlerinden dolayı kulak hastalığı ortaya çıkabileceği gibi enfeksiyon ya da aşırı yüksek gürültüye maruz kalma gibi durumlarda da kişide kulak hastalıklarının oluşumu tetiklenebilir. Bunlara ek olarak soğuk algınlığı veya grip geçiren kişilerde de çeşitli kulak ağrılarının görülmesi yaygın bir durumdur. 

Kulak Hastalıkları Belirtileri Nelerdir?

Kulak hastalıklarının belirtileri arasında en sık görülen belirti kulakta çınlama, iç kulak ağrısı ve kulak kiridir. Birçok sinsi hastalığın aksine kulak hastalıklarının belirtileri çoğu durumda hastalık ilerlemeden ortaya çıkar. İlk belirti genellikle kulakta rahatsız edici bir ağrı şeklinde kendi
sini gösterir. Bu belirtiler tedavi edilmeden ilerlediğinde veya tedavi edilse bile tedavi yetersiz geldiğinde bu ağrılar iltihaba dönüşebilir ve kulaktan sıvı akabilir. Bununla birlikte kişide günden güne artan işitme sorunları ve bir kulağın daha az duyması gibi sorunlar ortaya çıkabilmektedir. Dengede durmada güçlük, baş dönmesi ve kulak tıkanıklığı gibi belirtiler de kesinlikle ciddiye alınması gereken belirtiler olarak göze çarpmaktadır.

İletişim Bilgilerim


WHATSAPP HATTI

Bu sayfadaki bilgiler kişiseden kişiye farklılık göstermektedir.
Kenan Selçuk TUNCAY
Kenan Selçuk TUNCAY
Kulak Burun Boğaz Uzmanı

Kategoriler
Ear Nose Throat Diseases

Salivary Gland Tumors

What is Salivary Gland Tumors?

The only current treatment for all benign salivary gland tumors is surgical removal. The surgery to be performed to treat the tumor will vary depending on the location of the tumor in the salivary glands, mouth, pharynx or neck.

To explain with examples;

The treatment of Pleomorphic Adenoma or Warthin Tumor located in the superficial lobe of the parotid gland is to remove the tumor along with the surrounding healthy parotid gland superficial tissues.

What needs to be done in a tumor located in the deep lobe of the parotid gland is to first remove the superficial lobe of the gland, expose the facial nerve and its branches, and then remove the tumor deep in these structures without damaging them.

In the treatment of a benign tumor located in the parapharyngeal region, what needs to be done is to reach that area with an incision in the neck and remove the entire tumor.

The treatment of pleomorphic adenoma tumor originating from the submandibular salivary gland is to completely remove that salivary gland along with the tumor. In other words, when it comes to the submandibular salivary gland, the entire gland is often removed along with the tumor.

A pleomorphic adenoma tumor located in the palate is treated by completely removing it along with some healthy tissue around the tumor.

If the tumor has been completely removed and the pathology examination shows that the tumor is benign, no further treatment will be needed. In other words, methods such as radiotherapy and chemotherapy have no place in the treatment of benign tumors.

Kenan Selçuk TUNCAY

Contact


WHATSAPP

The information on this page varies from person to person.
Kenan Selçuk TUNCAY
Kenan Selçuk TUNCAY
Otolaryngologist

Kategoriler
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

Tükrük Bezi Tümörleri

Tükrük Bezi Tümörü Nedir?

Bütün iyi huylu tükürük bezi tümörlerinin günümüzdeki tek tedavisi, ameliyatla çıkartılmasıdır. Tümörün tedavisinde yapılacak olan ameliyat, tümörün tükürük bezlerindeki, ağız, yutak içindeki veya boyundaki yerleşimine göre değişiklik gösterecektir.

Örnekler ile anlatmak gerekirse;

Parotis bezi yüzeyel lobu içerisine yerleşmiş Pleomorfik Adenom ya da Warthin Tümörü’nün tedavisi tümörün etrafındaki sağlıklı parotis bezi yüzeyel kısmı dokuları ile birlikte çıkartılmasıdır.

Parotis bezi derin lob içerisine yerleşmiş bir tümörde yapılması gereken önce bezin yüzeyel lobunu çıkarmak, yüz sinirini ve dallarını ortaya koymak, sonra da bunlara zarar vermeden bu yapıların derininde kalan tümörü çıkartmaktır.

Parafarengeal bölgeye yerleşmiş bir iyi huylu tümör tedavisinde de yapılması gereken boyundan bir kesi ile o bölgeye ulaşmak ve tümörün tamamını çıkartmaktır.

Submandibular tükürük bezinden kaynaklanan pleomorfik adenom tümörünün tedavisi, o tükürük bezinin, tümörle birlikte tamamiyle çıkartılmasıdır. Yani submandibular tükürük bezi söz konusu olduğunda tümörle birlikte çoğu kez o bezin tamamı çıkartılır.

Damağa yerleşmiş bir pleomorfik adenom tümörü, tümör etrafında bir miktar sağlıklı doku ile birlikte tamamiyle çıkartılarak tedavi edilir.

Tümör tamamen çıkartılmışsa ve patoloji inceleme sonucu tümörün iyi huylu bir tümör olduğunu gösteriyorsa, başka bir tedaviye ihtiyaç kalmayacaktır. Yani, radyoterapi, kemoterapi gibi yöntemlerin, iyi huylu tümörlerin tedavisinde pek yeri yoktur.

Kenan Selçuk TUNCAY

İletişim Bilgilerim


WHATSAPP HATTI

Bu sayfadaki bilgiler kişiseden kişiye farklılık göstermektedir.
Kenan Selçuk TUNCAY
Kenan Selçuk TUNCAY
Kulak Burun Boğaz Uzmanı

Kategoriler
Kulak Burun Boğaz Hastalıkları

Baş Boyun Kitleleri

Baş Boyun Kitlesi Nedir?

Boyun kitlelerinin ayırıcı tanısı çok geniş bir hastalıklar spektrumunun tanısı ve tedavisi konusunda detaylı bir bilgi sahibi olmayı gerektirir. Boyunda kitle ile başvuran hastalara tanısal yaklaşımda amaç mümkün olduğu kadar çabuk ve doğru bir tanıya ulaşmak ve bunu yaparken de hastaya zarar vermemektir.

Ülkemizde ne yazık ki boyun kitlelerine yaklaşım konusunda birçok yanlış uygulamalar vardır. Bu hastalar KBB hekimlerine genellikle metastatik yassı epitel hücreli karsinoma tanılı bir biopsi raporu ile başvururlar. Yurtdışında çok uzun yıllar önce terkedilen ‘boyun kitlesinden hemen biopsi alma’ alışkanlığı maalesef ülkemizde halen çok yaygındır. Gene çok sık yapılan bir başka yanlış, boyunda kitle ile başvuran hastalara haftalar süren antibiyoterapiler verilmesi, aradan birkaç ay geçtikten sonra kitlenin kaybolmaması ve sıklıkla da büyümesi üzerine (neredeyse iş işten geçtikten sonra) hastanın KBB hekimine refere edilmesidir.

Oysa boyunda kitle yakınması ile başvuran hastalar ilk olarak KBB hekimine refere edilmeli, bu hastaların ayrıntılı baş-boyun muayenesi, ileri tetkikleri, İİAB ve gerekirse açık biopsileri tamamlandıktan sonra, başka disiplinleri ilgilendiren bir hastalıkları varsa, KBB hekimi tarafından yönlendirilmeleri yapılmalıdır. Bu yaklaşımın gerekliliği şu nedenlere dayanır:

  • Yalnızca boyunda kitle yakınması olan 40 yaşın üzerindeki geç erişkin hastalarda oldukça önemli bir oranda primer bir baş-boyun tümörü vardır. 1944 yılında Martin ve Morfit tarafından yapılan bir çalışmada, hiç araştırma yapılmadan direkt lenf nodu biopsisi yapılan ve servikal karsinom tanısı konan 218 hastanın %65’inde biopsi anında baş-boyunda aşikar bir primer tümörün mevcut olduğu saptanmıştır. 1952 yılında Martin ve Romieu tarafından yapılan bir araştırmada, 1300 hastalık bir primer baş-boyun tümörlü grupta %12.4 hastanın başvuru yakınmasının asemptomatik boyun kitlesi olduğu saptanmıştır. 1970 yılında Lee ve Helmus tarafından yapılan başka bir çalışmada boyun kitlesi ile başvuran 40 yaşın üzerinde 163 hastanın biopsi sonuçlarının %29.4 oranında metastatik karsinoma, %21.4 oranında lenfoma olarak rapor edildiği belirtilmiştir. Bu sonuçlar “geç erişkinlerde boyunda asimetrik lenf nodu büyümesi aksi ispat edilene kadar metastatik kabul edilmelidir” gerçeğini doğrulamaktadır.
  • Ayrıntılı araştırma yapılmadan lenf nodu biopsisinin yapılması, metastatik karsinom varlığı durumunda hastanın prognozunu olumsuz yönde etkilemektedir. Bu hastalarda, uygun tedavi yapılsa bile, lokal rekürrens ve uzak metastaz gelişme riski, hiç biopsi alınmamış hastalara göre neredeyse iki kat daha fazladır. Biopsi insizyonu tümör ile kontamine olabilir veya tümör çevre yumuşak dokulara yayılabilir. Biopsinin boyundaki lenfatik dolaşımı bozduğu lenfosintigrafi ile gösterilmiştir. Eğer uygun bir yerden yapılmazsa biopsi insizyonu daha sonra gerekebilecek boyun disseksiyonunu teknik olarak güçleştirebilmektedir. Ayrıca yara enfeksiyonu, yara nekrozu gibi muhtemel problemler de gerekli tedavinin başlamasını geciktirmektedir.
  • Biopsi alındıktan sonra şişlik kaybolduğundan hasta iyileştiğine inanabilir ve tedaviyi reddedebilir.
  • Tüm bunlar hastanın ilk başvuru yerinin neden KBB hekimi olması gerektiğini açıklamaktadır. Ancak bu yolla doğru, çabuk ve en düşük morbidite ile hasta yaklaşımı sağlanır.

Kenan Selçuk TUNCAY

İletişim Bilgilerim


WHATSAPP HATTI

Kategoriler


Kulak Burun Boğaz Hastalıkları


Estetik Uygulamaları


Ear Nose Throat Diseases


Aesthetic Applications

Uzmanlıklarımız

Bu sayfadaki bilgiler kişiseden kişiye farklılık göstermektedir.
Kenan Selçuk TUNCAY
Kenan Selçuk TUNCAY
Kulak Burun Boğaz Uzmanı